Düşük karbonhidrat yüksek proteinli diyet listelerine çoğumuz aşinayız. Fakat yüksek yağ, düşük karbonhidratlı diyet kulağa çok acayip geliyor değil mi?
1900′ lü yılların başında ilk keşifleri yapılan, sonrasında ise geri plana atılan, özellikle de Steve Jobs’ın kanser tedavisi sırasında sağlık dünyasının yeniden dikkatini çeken ketojenik diyetin en önemli özelliği; karbonhidrat tüketimini (maksimum günde 50mg veya %5 gibi) sınırlayarak sağlıklı yağları ve proteinleri gerekli ve yeterli seviyede almaktan ibaret.
Ketojenik Diyet Birçok Hastalığa Umut!
Aslında Ketonejik diyet, bazı hastalıklarla mücadele kapsamında ortaya çıkmış bir durum. Bilim insanlarının keşfine göre; beyin hücreleri sadece iki çeşit yağ olan glikoz ve (yağ metabolizmasındaki kalıntılar olan) keton cisimlerini kullanıyor. Glikoz bulunamadığı takdirde beyin hücreleri keton cisimlerini enerji kaynağı olarak kullanıyor. Hücrelerin bu aktivasyonu mitokondrilerin çoğalmasını sağlayarak nöronları stabilize ediyor.
Yapılan birçok çalışma ile ilaç tedavisine direnç gösteren çocuklardaki epilepsi nöbetlerinde sakinleşme, ciddi oranda azalma ve kesilme görülmüş. Ayrıca Ketojenik diyet kan değerlerini ve kolesterol seviyesini dengede tutarak, uzun süreli kalp damar hastalıkları riskine engel oluyor. Alzheimer, ALS, anti tümör ve kanser hastaları üzerinde yapılan deneylerde de olumlu gelişmeler kaydedilmiş ve araştırmalar devam ediyor.
Ketojenik Diyet Nasıl Uygulanır?
Yağlı yiyeceklerin, küçük porsiyonlar halinde alınsa bile uzun süre tokluk hissi vermesi ve enerji seviyesinin düşmemesi Ketojenik diyetin sağlıklı ve dengeli biçimde zayıflamaya da etkisi olduğunu gösteriyor. Fakat hastalıklarla ilgili bir durumda mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerekiyor. Günlük kalmanız gereken kalori miktarını %65-70 kadar yağ, %30-35 Protein, %5 kadarını karbonhidrat olarak belirliyorsunuz. Bu oranlarda kalmak şartı ile yiyecek kısıtlaması da yok! Fakat sebze ve bol su tüketimi olmazsa olmaz!